Beğenmedim.

Muzigi duyan kardesimin verdigi tepki aynen su: "Bu ne yaaa??? Hayattan sogudum. Karga gibi soylemis."

:/

hiç beğenmedim. sonuna kadar dinlemedim bu arada sonunda beğenilecek bir sürpriz varsa bilemeyeceğim.

beğenmedim.

videonun başladığı anda sevmedim zaten. tahmin ettim nasıl bir şey çıkacağını. ama devam ettim.

klip başladı biraz ilerledi ve sevmedim. ama devam ettim.

sözler başladı ve biraz ilerlerdi. sevmedim. devam edemedim. üzgünüm.

serpico
fear and loathing in las vegas
Dead Man's Shoes
brick
after hours
abre los ojos
tesis
wake in fright
ostrov

stand by me

into the wild
esaretin bedeli
er ryan ı kurtarmak
fight club
127 hours
maniac
absürd komedi seviyorsan
çatlak film 43
zohan
ali g

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com (mike masse abinin coverları çok hoş)

www.youtube.com

joan baez, simon and garfunkel, bob dylan

tam olarak olmasa da şunlar benim sevdiğim aynı playlistte bulunduracağım şarkılardan.
www.youtube.com

www.youtube.com

edit. tracy chapman eksik kalmış o da eklenmeli.

www.youtube.com

saydığım isimleri biraz detaylandırmak gerekirse;

simon and garfunkel
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

tracy chapman
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com


www.youtube.com (biraz konu dışı gibi bu)

joan baez
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

bob dylan
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

dip not: ne more than words ne de sound of silence'ın yerini tutacak parçaya denk gelmişliğim yok benim. çoğu zaman ikisini de ayrı ayrı loop halinde dinliyorum. var böyle eşi benzeri olmayan şarkılar.

youtu.be

www.youtube.com

m.youtube.com

Ya varya favorım budur. Dogusun ellere dıkkat. Sanırsın hıntlı :)

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com (muhtemelen 90'lardan öncedir ama olsun komik ve absürd)

Ahmet - ah canım vah canım

Bu işin şahını sana getiriyorum değerli ekşiduyur insanı
Ufuk Yıldırım - Yaradana Yalvartma
www.youtube.com

www.youtube.com

'88 tarihliymiş ama zehra o iki yılda da çıkmamıştır o evden: m.youtube.com

burdaki ablayı da absürdlük deyince tek geçerim, iki tarkan arasındaki 92 farka ise girmek istemiyorum abi, kıl oldum abi: m.youtube.com

Tayfun'un Hadi Yine İyisin dansını yapacağım diye boynunu kireç bağlayan yaşıtlarım herhalde buradan köye yol olur. Yine de bir Gençkan değil.

www.youtube.com

yer isimlerini tam bilmiyorum ama merkezden 5 dakika gidip meriç nehrini geçince çok tatlı açıkhava kahvaltı mekanları var, sabah ya da brunch için gidebilirsiniz mesela.
Selimiye çok güzel, altında da bedesteni var ama genelde çin malı dandik şeyler var. Ben camilerden pek hoşlanmam ama selimiye başarılı. Ufan tefek de müzesi var.
Sonra Selimiye'nin arkasında falan bir yerlerde arkeoloji müzesi var, o da gezilebilir.

edit: Bir de ciğer gerçeği var tabii ama köfteyi de atlamayın, ikisinden de yiyin.

aydın tava ciğer.bir de evet arkadaşın bahsettiği kahvaltı için güzel yerler var.bir de üniversitenin yeri var meriç tarafında oturup içki içilebilir.

Açılın Edirneli bratyanız geldi. Selimiye, Eski Cami'yi falan geçiyorum onlara gideceksinizdir. 7-8 saatte Edirne'de zaten yapılabilecek her şey yapılır. Öncelikle Aydın'ın Tava Ciğeri'ni överler ancak Kapalı Çarşı ardındaki herhangi bir ciğerci onun altı niteliğinde değildir, boşuna kuyruğa girip zaman kaybetmeyin diye söylüyorum. Hatta ciğer ve köfte meselesinde, 40 dakika mesafesinde UZunköprü'de hadi ciğer diyelim Edirne'de iyi yapılıyor ancak Uzunköprü'nün orogar girişindeki karakuzu, garaj, köprü lokantalarındaki köfteler birbirinden lezzetlidir.

Bunun dışında, Edirne Anadolu Lisesi'nin altından ucuza şarap alıp Tunca kenarında iki kadeh(plastik bardak) şarap içebilirsiniz, gittiğinizde çok iyi gelecektir hava iyi olacağından.

Bunların dışında, Edirne'ye has olmayan ancak bana kalırsa çok başarılı gerçekleştirilen Karaağaç'a giderken "EMİRGAN ÇAY BAHÇESİ"nde karışık pide yiyebilirsiniz, gerçekten çok güzel yapıyorlar.

İçki tercihinizi belirtmediğiniz için sizi, şurada burada için diye her konuda yönlendiremiyorum, zira geçenlerde bir youtube yorumunda denk geldiğim gibi "lan ne kadar boktan bi ülkeyiz. eğlenceden tek anladığımız manzaraya karşı bir şey içmek." Burada alkolden bahsedilmiyor tabii :)

Saraçlar denen, nevi şahsına münhasır sevimli eski çarşısında da şöyle bir yarım saatlik git gel yapıp sohbet edebilirsiniz. Aslında eski katlı Edirne evleri var ama çok bakımsızlar, iş için gittiğiniz için onların bir değeri yoktur nazarımda.

Bunların dışında, zamanınız nasıl olsa artacak Tıp Fakültesi'nde göz muayenesi olun şimdiye kadar yekrar tekrar yaşadığım en başarılı deneyimdir, ahahahahaha

sağlık müzesi var belki ilginizi çeker. çarşıda garanti bankasının aşağısında volkan taksi var oradan binin 5 liraya götürür sağlık müzesine :D bana kalırsa elzem değil ama belki görmek istersiniz

Kesinlikle Uzunköprü'ye de geçin ve köftelerinden daduun. İstanbul Levent'te bile Uzunköprü Köftecisi açılmıştı mesela. mmm.

fareler korkar kaçar. sıçanlar ki sen onlardan pek göremezsin, aç kalırsa, ne bok yiycekleri belli olmaz.

ben bir zamanlar yurtta kalırken en alt kattaydım. sıçarken, sıçan götüme sürttürerek şöyle bir tecavüz akiyonuna girişmiştir. fareleri bilemeyeceğim ama, sıçanlar derin yaralar açtı bende:(

sıkıştırırsanız son çare olarak üzerinize atlar, sizi korkutup kaçabilmek için.

Hem fareler, hem de sıçanlar şaşırtıcı derecede iyi zıplayabilirler. Ancak kaçma ihtimali varsa asla insana saldırmayı düşünmezler, kaçarlar. Saldırmak için çok zorda kalması lazım. Sen 20 metre boyunda bir dev görsen saldırır mısın yoksa kaçar mısın?

Zarar vermek ıcın sıcrayacaklarını sanmıyorum. Ama daha once ortaboy bır fareyı kovalarken koseye sıkıstırmıstım.oda kacmak ısterken uzerıme sıcramıstı. Yanı kacmak ısterken sıcradıgı yer sız de olabılırsınız. Ama oyle teke tek dovuselım dıye bır fıkırlerı yoktur bence.

bir kere apartmanda vardı. annem evden çıkamıyordu korkusuna. şerefsiz de bizim kapıda bekliyor. dedim sopayla aşağı doğru kovalayayım. sanki evinden kovuyormuşum gibi savaştı benimle. hem bağırıyo hem zıplıyo bana doğru. lan yörü git di mi? yok...

yani üstüme atlamadı ama sanırım korkutmak için zıplıyor yerinde. yani merdivendeydik, 2-3 basamak atlayabiliyor.

uyurken insan üstüne çıkabilirler.

supergirl, ablam küçükken okul dönüşü apartmana girmiş, atlamış bişey üstüne. pençelerini hissetmiş, kedi büyük ihtimal ama, ses çıkarmaz mı kedi. sessiz sakin atlamış, fare olabileceğini düşündük biz. fare ses çıkarmaz gibi geldi bize.

farenin çıkardığı ses belli. viiyk!

kedidir kedi.

Tunalı D&R'ın bir üst katına bakın derim.

odtü kütüphanesinin reserve bölümünde olması lazım gre biochem hazırlık kitabı. nerden satın alınabilir onu bilemiyorum.

bu arada bence o kitap çok yüzeysel. benim tavsiyem etsnin websitesindeki testleri çözüp soru tiplerini görmeniz daha sonra da gayet okulda okutulan kitaplardan çalışmanız. biyokimya için voet voet ya da lehninger, cell için lodish, moleküler biyoloji için de lewin ya da karp iyi tercihler olur bence.

en.bookfi.org

burada online var

cekirgenin ic organlari cikiyor :) belki tesadufen yardimim dokunur.

www.youtube.com

www.youtube.com

The head and the heart
The decemberists
Agnes Obel (özellikle dorian adlı parçası) gibi gruplara/müzisyenlere bakabilirsin.

(bkz: Kök Çarşısı)

metro işhanındaki abiler de ucuza çeker.

(bkz: creative-ep630) sanalmarket.com'dan falan alabilirsin, daha ucuza varsa oradan da alabilirsin. o fiyat skalasında iyidir yani.

referans önemli. çevreye sormak gerekli o yüzden.

icemint, arkadaşa sordum da cumartesi cumartesi yatıyor adam herhalde hala cevap yazmadı. samimi olduğum bikaç esnaf var, onlara soracağım galiba son çare olarak. "öğrencilerin genelde tercih ettiği" diye soracağım esnaflara. herhalde en iyi bu götürür beni o adrese. ama bu son çare tabii, diğer tavsiyeleri bekliyorum.

"öğrencilerin genelde tercih ettiği" diye sorarsanız eşek traşına hazır olun.

@sanal hayvan, o vakit derdime bir çare güzel kardeşim:/

yeni geldiğim şehirde berbere gitmem, ihtiyacım varsa gitmeden önce traş olur giderim. eğer gidilecek yere yerleşiliyor ise de zaten önceden traş olmuş olduğumdan belli bir zaman kazanmışım demektir, bu süre zarfında çevredekileri değerlendirip uygununa gidilecek zaman olur.

ha, bir aciliyet var ise yapılacak bir şey yok, zaten o kadar acil ise önüme gelen ilk berbere otururum direkt.

gözünüze iyi bir berber kestirin içeriye bakın düzenli görünüyor mu falan sonra da çıkanların tiplerine bakın nasıl kesilmiş saçları falan diye. bu yöntem berber ajanlığı gibi oldu ama neyse.

valla benim gördüğüm genelde dükkanlarına özen gösteren cici dükkanlı berberler iyi oluyor.

bu konu sizin için bu kadar önemliyse, içinde müşteri olan berberleri tek tek gezin. gözünüzün önünde yapılan bir saç kesimini beğendiğinizde, ben de böyle istiyorum diyin. sizin istediğiniz modele o anda denk gelemeyebilirsiniz ama berberin elinin ne kadar becerikli olduğunu gözünüzle görürsünüz.

ben onu yapamıyorum ve eşşek tıraşı olmayı göze alıyorum. ama sonunda iy bi tanesi denk geliyo...

duyuru açıp sorarım, tavsiyelere göre giderim.

neyse arkadaş feysten yazdı, kontörü yokmuş. uyandırmayam diye aramıyorum ben de. öğrencilik zor ya, garibanlık zor gardaşlar. neyse teşekkürler hepinize, orayı beğenmezsem dedikleriniz devreye girecek.

nezle ve grip ayri seyler degil mi yahu. grip, mikrobik olan. o yuzden salgin olur, asisi yapilir her sene falan.

nezle ise bizim kendi esekligimizden oldugumuz hastalik, terleyip de soguk yersen, sacik islak sokaga cikarsan, vs vs

İlk olarak kış olduğunda insanlar içeride olmaya ve havalandırmayı daha az yapmaya meyilli, o yüzden soğuk günlerde kapalı alanlarda mikrop daha fazla oluyor evlerde, alışveriş merkezlerinde, otobüslerde, vb.

Ayrıca üşüdüğünde burun içi daha çok kurur ve donar, sonrasında burunda koruma görevi yapan mukus kuruduğu için pek iyi çalışmaz, burnu dışarıdan gelen mikroplara karşı daha az korur.

Asıl önemlisi de üşüyünce damarlar büzüşür. Bu nedenle de akyuvar geçişi yavaşlar. Akyuvarlar da bağışıklık sistemini oluşturan T ve B hücrelerini sağladığından ilgili yere sıkışık damardaki hücreler daha geç gider. Bağışıklık ile ilgili hücreler olaya zamanında müdahale edemez damar trafiğinden. Ek olarak bizim hücrelerimiz de soğukta parçalanmaya daha fazla meyleder, hücre kendini koruyamaz.

Daha da fenası soğuk havalarda virüslerin kılıfları sertleşir, zırh görevini daha iyi görür. Bu nedenle parçalanması, yok edilmesi zorlaşır. Yüksek sıcaklıkta ise daha bir jel gibi olur. O nedenle daha kolay yok edilir. Nezle ve grip virütik, soğuk algınlığı bakteriyeldir. Havada virüs yoksa, insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın nezle veya grip olamaz.

En büyük sebebi kışın insanların daha çok bir yerlere doluşuyor olması.

üşütme müşütme biraz şans işi aga. bünye meselesi. 2006 yılından beri hasta olmadım. o zaman da çok yoğundum ve yatılı lisede okuyordum ve biraz dinlenmek sadece bir gün yatabilmek için, hasta olmak için körfezde şubat ayında üzerimdeki tişörtü çıkarıp çıplak dev kayaya yatmıştım ama bademciklerim şişmişti sadece iki gün. bu da benim böyle bir liseliliğimdir.

@sanal hayvan hahaha :)

yeni duştan çıkmışken balkona çorapsız çıkıp elinde bir bardak buzlu suyla 1 saat kadar takılırsan olabilirsin ^^

şöyle sağlam hasta olayım, bademcikler de şişsin, gözümden yaşlar da gelsin, burnumu yerlerden toplayayım, ciğerlerden 5+1 ses gelsin istiyosan giy bi ıslak eşofman takımı önden arkadan kapı pencere aç cereyanın ortasına otur. en fazla bi saat içinde başlar olaylar olaylar...

Öncelikle procrastination kelimenin aslı.
Kaytarma deniliyor ama hastalığa da dönüşebilir dediğiniz gibi.

@whoosie benim kafa baya kaymis evet, tesekkurler.

kaytarma degil ya. kaytarma bi isi dogru duzgun yapmama, kotu yapma. oyle degil mi?

Hayır, kaytarmak bir işi yapmaktan kaçınmak demek.

efenm bu konuda bir video izlemiştim şimdi artık hatırlamıyorum ama youtube'da procrastination diye arayınca mutlaka çıkıyordur.

bu husustan kurtulmanın öncelikli yolu, kendinizin, her zaman için kendiniz olduğunuzu unutmamanız. yani gelecekteki siz de, sizsiniz. bunu aklınızdan çıkarmayın. gelecekteki kendinizi amele gibi önceden borçlandırıp, gelecekteki kendinizi bu hale getirmek istememeye odaklanacaksınız. birkaç kere de bunu gerçekleştirirseniz aşağı yukarı bir disipline sahip olabileceğinize inanıyorum.

bunun yanı sıra, nietzsche tarafından bakarsam, babayı gerçekleştireceksiniz, sürünün.

deichmann'larda pek de fena olmayan büyük boy samsonite'lar 120 lira civarı satılıyor.

Selam. Daha yeni valiz baktim, eminonu - mercanlar'da en kaliteli valizi 140liraya bulabilirsin.

tchıboda 100 tl ye valizler var.

yok. ama şekil duruyor.

Bgun facebook ta da bir arkadasim bunun aynisini yazmisti artik arkadasim degil.bir dizinin toplumu bu kadar etkilemesi enteresan olan bugun dogan cocuklara da mustafa ismi verilmistir muhakkak.

Mustafa ismi hz.peygamber'in ismi olmasindan dolayi bu kadar cok ayni sekilde mehmet te oyle,abd ile baslayanlarda,

Tamamen uydurma.
O dönemin yaygın isimlerinden birisi Mustafa o kadar.

Mustafa ismi peygamberimizden gelir.

nilüfer yapıyordu diye hatırlıyorum. yapmıyorsa kusuruma bakmayın.

benny hill show bence, gerçi alman değil ama bi bak.

ince uzun, gözlüklü müydü bu adam?

Benny Hill Show değil.

İnce uzun olduğunu hatırlıyorum, gözlüklü de olabilir.

laurel and hardy olabilir. trt çok uzun süre vazgeçmedi çünkü kendilerinden.

Hayır, Laurel and Hardy de değil.

Benim bahsettiğim renkli, 80'lerde çekilmiş olması muhtemel.

Bir bölümünde bisikletiyle uzun kalaslar taşırken nehire düştüğünü hatırlar gibiyim. Bir bölümünde de hemzemin geçitte bozulan arabasına tren çarpıyordu.

Yanılmıyorsam kahkaha efektli de olabilir.

o zaman bana kalırsa, bilhassa trabant ve kahkaha efektlerinden ötürü diyorum yukarıda tekrar edilmiş olmasına rağmen bu benny hill show ve görünen de o dönemin minileri.
www.google.com.tr

Benny Hill kesinlikle değil.

mr. bean değil mi?

www.youtube.com

Ben Mr.Bean'i sinemayla var olmuş bir karakter sanıyordum, öncesini bilmiyordum.

O yıllarda ülkemizde yayınlandıysa kesinlikle Mr. Bean idi.
Hâliyle Trabant diye aklımda kalan da Austin Mini olmuş oluyor.

benim aklıma gelen adam mr. bean değildi ama nasıl bulacağımı da bilmiyorum. gerçi yayınlandığı zaman dilimini de 90ların başından daha sonraları diye hatırlıyorum.

100% emin olamıyorum zaten.

Sürekli otobüse binen insanlarda bir yerden sonra onarılmaz ruhsal sıkıntılar olması kaçınılmaz İstanbul'da. Bir deliye denk gelmişiniz, boşverin, sıkmayın canınızı.

taciz'den kastı sanıyorum ki "personal bubble" denen alan oluyor ki, toplu taşımada bunu diyene "zoruna mı gitti gardaş" denmeli bence, çaresizlikten onu yapmışsınız sonuçta, kimse ona bayılıp da ellemiyor.

toplu taşıma araçlarında bu tip manyaklara denk gelmek ihtimal dahilindedir ama bu manyaklara çıkıp da "ne yapıyorsun sen" diyecek kişilere rastlamak zordur. kimse ciddi bir şey olmadığı sürece böyleleriyle uğraşmak istemez. kimsenin çıkıp "bu kız nereye tutunsun" dememesinin sebebi, haksız olduğunuzu düşünmeleri değildir. o yüzden canınızı sıkmayın. yaptığınız ne ayıp ne de yanlış.

istanbul gibi yerde toplu taşıma sıkıntılı olmak zorunda ne yazık ki. he deyip geçmek lazım.

@sanal hayvan, sanırım haklısın evet ben de kişisel alanıma fazlaca girilmesinden hoşlanmam ama söz konusu otobüs olunca, böyle bir lüksümüz olmuyor.

Ben de bir dahakine daha ihtiyatlı olayım. Değmeyim, değdirmeyeyim :)

kadının çıngar çıkarası varmış, sana denk gelmiş. ruh sağlığı yerinde olan biri değildir çok çok büyük ihtimalle. böyle bir tepki vermenin başka açıklamasını bulamıyorum çünkü.

divit güzel özetlemiş. Kapalı camı kapatmaya çalışan orta yaş biraz üstü amca da gördüm. Boşver, amlama(siklemee xx version) böyle şeyleri.

benim testislerimi elledi kadını biri.hemde 15-20 dk boyunca.metrobüste. o tacizse bu ne acaba.

bu gibi durumları çok düşündüm ben. çünkü herkes yaşıyor. fakat çoğumuz bir terslik olmasın, gerginlik çıkmasın diye pek tepki vermiyoruz. saygılıyız amk ne yazık ki. ben de aynıyım, yüzlerce örnek yaşadım. sonrasında da durumu değerlendirip keşke şunu deseydim amk! dedim. vardığım karar:

bizim genel insanımız mal. katıksız mal ve yapılması gereken oracıkta agresif bir şekilde ona çıkışmak. sıçacaksın ağzına, bön bön bakacak sonra. bu insanlar hiçbir şekilde saygıyı hakeden insanlar olmadığı için şart bunlara.

Ciddi anlamda insanlardan hoşlanmayan ve mecburi olarak her gün toplu taşıma kullanan bir kadın olarak ben de özellikle kadınların, "ben de kadınım bu da kadın o zaman yayılabilirim, kollarımız yapışık gidebiliriz, popolarımız değebilir" tavrına sinir oluyorum, başka seçenekleri de varken. Bu çocukta da kadında da erkekte de böyle, başka insanların değmesinden rahatsız oluyorum arkadaş, kadınsın diye aa tamam mı demeliyim?
Ama sizin durumunuz farklı, tutunmuşsunuz oraya bu durumda çıkıp da çemkirmesi doğru değil, arkadaşların da dediği gibi onun da kötü bir zamanıymış bence ama siz bozmayın moralinizi.

Tam rahatsızın tekiymiş o! :) Salla gitsin. Nokta.

Toplu taşımayı senelerdir kullanmıyorum ama otobüslerde orta yaşlı manyak kadın tipi klasiktir.

birkaç ay önce sabah kalabalık bir otobüse bindiğimde, yaşlıca bir amcanın 12-13 yaşlarında bir kız çocuğunu, bakın yazarken yine sinirlerim zıplıyor, kalabalıktan faydalanıp kaçamayacağı bir noktaya nasıl sıkıştırdığına bizzat şahit oldum. adamın gözleri kapalı sürtünüyor bildiğin. çocukla gözgöze bir geldik, gözleri dolmuş boncuk boncuk, hareket bile edemiyor. hemen yanımda ki kadında durumu farketti ve biz beyefendi çekil ordan deyip çocuğu çektik aramıza. çocuk nasıl titriyordu tarif edemem şu anda. amca zaten durağa gelinmesini fırsat bilip biz söylenirken indi otobüsten ve koşarak uzaklaştı. bu tarz şeyleri o kadar sık yaşıyor ki kadınlar ( erkekler yaşamıyor anlamında söylemiyorum, örnek kadın olduğu için böyle ifade ediyorum ), bu bazen aşırı reaksiyona sebebiyet veriyor, tepkiler kastını aşıyor. kadın haksız davranmış ve üslubunda sıkıntı var, sizde ne güzel tepkinizi göstermişsiniz ve iyi yapmışsınız. tabii ki herkese tecavüzcü coşkun muamelesi etmeye gerek yok ama bence anlamaya da çalışın böyle durumlarda. kaldı ki bende ohhh bu da kadın nasılsa rahatlığından hoşlanmıyorum.

içine bir miktar su konulanlardan almayın. bu da benim ekleyeceğim bir kriter olsun. böyle bir zulüm olamaz arkadaş. kalitelisi de kalitesizi de sik gibi makinaların. temizlemesi ayrı dert, kullanması ayrı dert, motoruna bacağım girsin. az önce daha evi temizledim sinirden kuşpalazı oldum o yüzden, patlama size kısmet oldu.

vatan bilgisayarda "ARZUM AR-468 DREAM POWER 2IN1 ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE (2400 WATT)" güzele benziyor (199 tl)

yaklaşık 6 ay önce kız arkadaşıma aldım, çok memnun. tam tarif ettiğin gibi, özellikle çekişi çok iyi.

www.philips.com.tr

Micro'yu aldiginda diger sim iptal oluyor diye biliyorum. Yani yedekte durmasi gibi bir durum olmuyor.

peki iptal olsun. verirler mi bana ?

pederle gideceksin, simi alacaksın, peder kağıt imzalayacak. diğeri iptal zaten. geçenlerde benim eski sim pert oldu, valide hanımın üzerineydi, vallahi de annemin imzasını birebir atabileceğimi iddia etmem ve nüfus kağıdı üzerimde olmasına rağmen yine de vermediler.

ama siz sempatik biriyseniz falan size verebilirler. benim hayatım sik gibi, sıfatım çok antipatik olduğundan bu tip meselelerde istisnasız hep geri çevriliyorum. sonra gittik valide hanımla, ne oldu? fotokopi makinaları bozulmuş, sonra imzaya gelirsiniz dediler. Ohh iyi olmuş orospu çocukları götünüze girsin dev toner kartuşu dedim içimden. Öyle yani. Annem geçerken bir ara imza atmış.

vermiyorlar, en azından turkcell'de. hat sahibinin kimlikle ibrazı istendi 2 farklı şubede de.

www.kutupyildizi.org.tr

yoo normal el.

eller normal

çirkin falan değil, bazı insanlar seviyor moral bozmayı. aldırma sen.

Hep fazla parmak çıtlatmaktan

yatmadan vazelin sürüp eldiven tak. sabaha kadar elleşme. çok bir bozukluk yok elinde ama seni rahatsız ediyorsa nemlendirmeyi dene. çok kuru olduğu resimlerden bile belli oluyor. ellerini çok sık yıkıyor musun? yani günde 8-9 kere falan? ya da suda çok durması gereken bir şeyler mi yapıyorsun?

hocam aynı benim ellerim, abartmıyorum birebir aynı, tırnaklar filan bile aynı yani.

ayrıca gayet güzel ellere sahipsin, sen ne bakıyon 2 tane dürzüye, yok ellerin çirkinmiş de bilmemne, alakası yok.

ek olarak o çorapları yatarken yerlerde bırakma sabaha kadar çok kötü kokuyolar layn, ben de yiyom aynı poku.

güzel değil ama normal. evi de bi toplayın allah rızası için =)

elin değil de bileğin çirkin

cildin kuru.benim de öyle.sürekli nemlendirmekle uğraşamıyıcaksan takma.yaşanıyo böyle de.

eller biraz balya atmaktan yıpranmış gibi ama yaşlı eliyle alakası yok.

manikür yaptırabilirsin. erkek adam yaptırır mı deme. fark eder çok. tırnak etlerin çok bariz.manikürle daha iyi olur.

"el işte amk" diyerek konuya yeni bir bakış açısı getirmek istiyorum

yalnız sağ elinle sol elin arasında fark var gibi, 31'i azalt biraz :)

Tırnak dibi etleriniz çekilmiş. Hangi yiyeceklerde biotin varsa, araştırın da ondan yiyin. Tırnaklarınızın bakıma ihtiyacı var. Kuruluk için de yatmadan önce ellerinizi ılık suyla yıkayıp, fazla kurulamadan nemlendirici sürün. Bi eldiven takıp 10-15 dakika bekletin. Ama ilk defa yapmadan önce elinize peeling uygulayın. Bir tatlı kaşığı zeytinyağının içine bir çay kaşığı toz şeker koyup, elinizi sabunluyormuş gibi ovun. Başlarda haftada bir, kuruluk sorunu hafifleyince de 2 haftada bir yapın peelingi.

Ha şekilsel anlamda soruyorsanız, bildiğimiz el işte. Çirkinlik neresindeymiş, anlayamadım.

Yerdeki mavi kapak mı? Bence toplayanlara verin.

El işte standart Türk erkeYi eli.

Bi de yorganla üstünüz uyumlu olmuş. Elinizi kolunuzu değil ayağınızı yorganınıza göre uzatacaktınız. Siz çok yanlış anlamışsınız kardeş.

bi falına bakmadıkları kalmış. normal bildiğin el. ama benimki daha güzel, o ayrı.

içine bakmak gerekir

elinde sorun yok. coraplari sen mi kaldiriyorsun ortadan, onlar kendi mi gidyor?

parmakların ince değil işte ondan. güzel elli erkekler az bulunuyor zaten takma kafanı sen.

eller normal de ev pek pis.

o eve göre o eller, gayet normal.

cok leziz elleriniz var bayim.

ellerin normal. sana onu söyleyen kimse bir daha görüşme. inan hiçbir şey kaybetmeyeceksin. nerden buluyolar insanlar başkalarına böyle şeyler söyleyecek cüreti ya.

ellerini nemlendir biraz. hani törpülemezsiniz belki ama en azından keserken biçimli kısaltmaya çalışın. aynı uzunlukta olsun, yuvarlak olsun falan.
boşver milleti keyfine bak, arada da evine bak :)

şekli değişmez ama nemlendirme, manikür vs... güzelleştirir. bakımlı el her zaman belli olur.

escape plan bok gibi. onu izleme de.

3 izlenebilir , 5-6 izleme derim en azından benim ilgimi çekmiyo , diğerleri hakkında bilgim yok

1 sonra 6 da olabilir.

büyük umutlarla olmasa da 1 izlenebilir.

oniki years a slave vasat. hunt var yenilerden o iyi.

@9kuyruklukedi, jagten'den bahsediyorsan izledim onu.

bunlarin icinden 6 derim ama en yenilerden kesinlikle nebraska'yi oneriyorum.

silver lining playbook güzel film. all is lost daha güzel bence. çok uykum geldi izlerken ama 10 numara film bence.

(bkz: barkın'a o konuda ben de çok kırgınım)

cok yanlis bir hareket. ona yazilacak bir not yok.

Çiçek yerine bonnyfood türevi bir şey gönder bence.
Hem çevir kazı yanmasın yapmak kolay, hem de hoş bir hediye.

Mesaj olarak da ağzımızın tadı hiç bozulmasın gibi bir şey olabilir.

faturanı yanlış hesaplamışlar.farkedincede yeni dönem borcuna eklemişler eksik tutarı.

faturana yanlış hesap sonucu 50 tl gelecekken 45 tl gelmiş. onu farketmişler 30 tl olarak yansıtmışlar.
doğruysa korkulacak bir şey yok ama yine de bir sözleşmeni falan kontrol et.

Bu arada bir sözleşmeyi okuyun derim, bunu öyle kolay yapamamaları gerekir aslında.

Bana da geldi aynısı.. Ben eksik ödüyordum yalan yok.. Hatta 5-6 aydır 10 lira eksikti.. İlk başta arayıp sormuştum da "neden böyle, sonradan gg olmasın" diye, kız da "bilmiyorum, ilginç gerçekten, ben de anlamadım" falan demişti. Bugün gelen mesajın üstüne ben yine de arayıp pislik yapayım dedim "ne lan bu" diye, "önceden 39Tl olarak yansımış hesabınıza ama 49Tl olması gerekiyormuş" dedi müşteri hizmetleri.. Benim açımdan olay doğru yani..

The Timetraveler's Wife

www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr

www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr
www.pandora.com.tr

Haruki Murakami - Kafka on the Shore
www.pandora.com.tr

Bana kalırsa tabii d&r'dan alın, pandora'dan günlerce beklemenize gerek kalmaz.

twilight saga olabilir.

The Spiderwick Chronicles
The Chronicles of Narnia
Inkheart

Biraz çocukluğa doğru kaydırdım ama güneşli bir Pazar için güzel, neşeli filmler.

Var.
Survive Style 5+

edit: evet. içinde süper güç var çünkü.

narnia serisi ve twilight'ı da izlemiştim unutmuşum yazmayı.

inkheart'a bakacağım.

Survive Style 5+'ten emin misiniz? fragmanı çok sayko bir film izlenimi verdi.

Iron Man serisi
Captain America
Thor
Hulk filmleri ustune
Avengers izleyeblirsin mesela.

Bunun dışında Underworld serisi ve Star Dust filmi de güzeldir.

scott pilgrim vs the world

fantastik filmler arıyorsun sen. süper güç filmlerini pek sevmesem (bilmesem) de fantastik olanlardan önereyim. aklıma gelenleri yazayım, yazılmayanlardan:

dungeons and dragons serisi
willow
eragon
the sorcerer's apprentice

bunlar da fantastik diziler:

(bkz: yabancı fantastik diziler/@sizofren hayaller)

şurada da vampir temalı filmler var:

eksiduyu.ru

süper güç ile ilgili ise de "jumper" güzel bir film bence.

ayrıca biraz daha ağır, zihin yoracak şeyler istersen mr. nobody ve the fountain isimli iki güzel film var.

bir de the lost room diye güzel bir mini dizi var, bunu da beğeneceksindir.

bir de the gamers film serisi var, bunun ilk iki filmi frp, 3. filmi ise magic the gathering benzeri bir kart oyunu üzerine.

Walter Benjamin - Pasajlar (proust'tan falan bahsettiği yerleri atlayabilirsiniz.)
GElmişken Benjamin okumadan önce şiir olarak da Baudelaire'den şöyle bir Kötülük Çiçekleri'ni elden geçirin.

çünkü waffle aslında wandolia'da bir soylu yemeği, II. philip severmiş, oradan meşhur olmuş.

Böyle değil tabii.
croissant de pahalı? nie? niye? çünkü burada az yapılıyor da ondan.
hem başbakanımız ne diyor? parfe yeme baklava ye, simit ye.

alıcı kitle şekerli hamura kamyonla para yığabilecek kadar kovalak da o yüzden.

Sürekli talep edilen bir ürün değil.
Günlük olarak ihtiyaç duyulan bir ürün olsaydı, talep artacağı için üretim artacaktı, bu da fiyatının düşmesine sebep olacaktı.
Ama Bebek sahilde 6 ayda bir önünden geçerken, "bi vafıl mı yesek yeaa" diye bunu satın alma durumu olunca, adamlar fiyat konusunda rahat davranabiliyor.
Lüks ürün diyebiliriz.. Zorunluluk değil.

alışıldığın dışında bir şeydi ilk sunulduğu vakit. bizim insanımız meraklıdır bilmediği naneye uçuk paralar ödemeye. buna inanarak 15 20 liradan kitleyelim dediler, biz de yedik.

ha ben yemiyorum, yedirmiyorum. evde yapabileceğim hiçbir şeye hakkından fazla para ödemiyorum mümkün oldukça. siz de böyle yaparsanız sanıyorum ki olması gereken miktara iner bu türlü şeyler.

malzemelerine bakılırsa çok da pahalı değil. muz, vişne, kivi, kakao, karamel, damla çikolata vs dolduruluyor ve 11 tl alıyor. ki bu içine konacaklardan belki 25 tane seçenek var. çok abartılı değil fiyatlar.

bimde 3.75 tl

sosyetik cunku. gittigin mekanla da alakasi var tabii.

Aslıhan Pasajı'ndaki sahaflarda bu ayarda kitaplar zaten oluyor. Antikacıya gerek yok gidip sahaflara sorun. Deli para vermiyorlar zaten bu tip kitaplara.

robinbook diye bir yazar var. sahaf kendisi, bir mesajlaşın isterseniz.

sizin elinizde ki büyük bir ihtimalle bir matbaanın yada yayın evinin xyz konuda ki bi serisi ( bütün coverlar aynı gözüküyor ) değerli birşeyde olabilir değersizde olması muhtemel. yakın çekim fotoları koyarsanız eğer yardımcı olabilirim . naparsanız yapın seti bozmayın !

bence değil.

ama zamana göre değerlendirmek gerek. bugün "klişe" dediğimiz şeylerin hemen hepsini ilk defa özgün bir şekilde ortaya koyan film o. ha ama bence hâlâ ilk yirmiye bile giremez.

Herkes için en en iyi film olmasa da herkesin "Evet, güzel" diye uzlaşabileceği ve puan verebileceği bir film olabilir. Ortak noktada bu film yükseliyordur.

Tabii ki hayır, esnaf tarzı bir yönetmenliği var.
Dünya'nın en iyi vasat filmi denebilir.

konusu güzel olsa da film daha iyi çekilebilirdi o yüzden sinema tarihinin en iyi filmi değil bence.

bence de en iyi film o değil. ama bence o filmi izlememiş insanların sinema konuşması yasaklanmalı. bence.

@aychovsky'nin dediği gibi belki herkes için en iyi film olmayabilir ama bu filmi hiç beğenmedim diyen işte böyle tek tük çıkabiliyor.

bana göre en iyi film budur. konusu gayet basittir ama oyuncuların içinde bulunduğu duyguyu aktarması çok harika. 50 kere izlemişimdir, sıkılmadan 50 kere daha izlerim. sonra 50 daha...

ilk sırada olması da biraz zamanında hakettiği değeri görememesinden olabilir bence. o yıl (1994) hiç oscar alamadı. ama o yıl yapımlarını bir görmeniz lazım. hepsi birer başyapıt. forrest gump, pulp fiction, ...

bu film oscar tarihinin yüz karası olarak bilinir. hiç oscar almadığı için.

yani bence en iyisi değildir hatta bir yerlerde sıkmaya başlar ama çok sağlam hassiktir çektirdiği doğru.

ilk 10 da kesin sayarım hatta ilk 5 e de girer ama birinci değil benim gözümde.

bu en iyi kavramı çok karışık bir olay ya. mesela imdb puanı 8 üstü izleyip beğenmediğim hatta çöp olarak nitelendirdiğim onlarca film var. ama bazen düşük bütçeli pek tanınmayan 5-6 civarı puanı olan filmler hayatının filmi olabiliyor.

o liste "en iyi filmleri" sıralamıyorki, sadece oy veren kişilerin ortalama puanıyla sıralanıyor, yani en çok kişinin beğendiği filmler en üstlerde oluyor, klişe ama çok kişi beğendi diye sinema tarihinin en iyi filmi demek çok düz mantık olur bence.
o listede üstlerde olup izlediğimde "yuh ne la bu" dediğim o kadar çok film olduki...ama fikir veriyor işte, beğenme ihtimalimin en yüksek olduğu filmler genelde o listede oluyor. bana göre(!) sinema tarihinin en iyi 100 filmini saysam yarısı o listede hiç yok mesela.

filme gelince: bence ortalama bir film, izlemediysen izle en azından, belki sen seversin.

hiç bi filme en iyisi diyemeyiz bence. ama bu film en iyilerden bence.

1982 yapımı ama güzeldir.
Gandhi
www.imdb.com

(bkz: Da hong deng long gao gao gua)
www.imdb.com

www.imdb.com
www.imdb.com

Mean Streets
Big Night

boardwalk empire kesinlikle tavsiye ederim.

www.imdb.com

yaş üzüm rakısı içir 100% çalışıyor.

abi bi soruyu okuyaydın:) sadece 2 seçeneğim var

tekirdağ bence

soruyu okudum da sence bir yabancı hem de hatunun tekirdağ altın ya da yeni rakı arasındaki tadı ayırabileceğini düşünüyor musun?
ben de diyorum standart rakının dışında tat olarak seveceği yaş üzüm rakısı var.

onun ictigi uzodur. Pehh...

trakyada yenı rakı trakya dısı tekırdag.

duyurunun bütün kafası güzelleri toplandı manyak manyak cevaplar veriyor....

Altin elbette mumkunse export olanindan

meze sağlam olsun meze. balığı kavunu limonu şalgamı vs. vs.

mezeye abanmasını izle ses etme az içsin kötü emellerini sonraya sakla

ben de balık düşünüyorum. meze olarak da yalnızca patlıcan ezme, acı ezme, haydari ve humus var. peynir ve kavun yok malesef

Bence boşuna uğraşmayın, rakı herkesin damak tadına uygun bir içki değil.
Her allahın günü burada rakı içemediği için içine meyve suyu falan dökmeye kalkışan insanlara cevap veriyoruz.
Bana kalırsa da ahım şahım bir içki değil ama illa hangisi derseniz daha az keskin olması sebebiyle yeni rakı derim.

yeni rakı

şalgam içirin yanında. belki o zaman sever.

yabanciya iyi gider dedigin, iceceksiniz di mi onu,

hepsi anason, hepsi yek, takilin bosver

Yeni rakı tekirdağa göre biraz daha keskin ve serttir. içiminden bille belli olur.

tekirdağ kesinlikle.

tekirdağ tabi ki!

rakının salt kendisi bana bile zor arkadaş... şalgam önemli, meze daha da önemli... muhabbet klişesine girmeden kaçarım... altın tabi ki..

Ben lisedeyken rakı icemiyordum altın serisi ile sevmeye başladım. Altın denenebilir.

verdiğin cevap işime yaradı teşekkür ederim icin bir short cut.

Ekşiduyuru'nun güzide arama fasilitesini kullanarak da bu konu hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz çünkü haftada mutlaka iki kez sorulan bir soru bu
www.eksiduyuru.com

edit:duyuruyu kullanmayı bilmiyorsunuz sonra söyleyince alınıyorsunuz.

cevap bu demek. seninle aynı sıkıntıya sahip biri senin eski bir duyurunu açıp bakınca doğru cevabın ne olduğunu görmüş oluyor. hem de bir adamın tik/cevap oranına bakarak mal olup olmadığını anlayabiliyorsun.(teorik olarak)

İki okulun da geçme notları ve katalog puan kategorizasyonu birbirleriyle aynı mı peki? Eğer öyle değilse örneğin atıyorum 75 bilkent'te bb'yse fakat odtü'de cb'yse ve daha yüksek not alınması gerekiyorsa bu normal değil mi?

b nin veya c nin 100lük sistemde bir karşılığı yok. b 3.00 a c 2.00 a denk geliyor. 100lük sistemde bir karşılaştırma yapmak imkansız. hocadan hocaya dersten derse fark eder.

senin bilkent'te 85 ortalama yapabilmen ile odtü'de 85 yapabilmen aynı olasılıkta değil zaten. sınıfın genel ortalamasının yüksek olduğu bölümde senin de ortalaman yüksekse bu seni öne çıkarmamalı.

işte bunlar hep çan eğrisi.

hocam olasılıkları karşılaştırmıyorum. yurtdışında üniversite adı kadar notada bakıyorlar. bilkent odtüden daha önde hatta yurtdışında. yurtdışındaki adam bilkent vakıf diğer devlet diye düşünmüyor. veya yurtiçi olarak ele alalım. adamlar 100lük sistemdeki notu ales puanıyle birleştirip master öğrencisi alıyor. yurtiçindekiler için de üniversite adı önemli değil. sonuçta bir adaletsizlik var.

biri adam gibi açıklasın gözünüzü seveyim.

Biz adam gibi açıklıyoruz da senin algıda bir problem var galiba.

Bak arkadaşım, ben bir dersten 85 aldım diyelim. Benim bu 85'in AA mı BA mı olduğunu sınıfın ortalaması belirler. Sınıfın ortalaması 25 ise benim 85 AA olur ve transkripte etkisi 4 tam puan olur. Ama sınıdın ortalaması 84 ise benim not C (ya da her neyse) olur ve transkripte etkisi (atıyorum) 2 olur. Aynı not ile transkript nasıl değişiyor şimdi anlayabildin mi?

Adam gibi anlatınmış.

himmet dayı, üniversiteye gitmedin galiba. bi hoca curve c verir bir hoca d verir. bir dersi fall'da alırsın düşük notla geçersin springde alırsın yüksek ntla geçersin. kafana göre iki okulu böyle kıyaslayamazsın diyorum. bu zaten farklı bi konu. benim sorduğum soruya bakarsan bu durum bana yurtdışında dezavantaj yurtiçinde avantaj sağlıyor. anladın? nasıl böyle saçma bir durum olabilir diyorum. hadi dediğin gibi stabil notlar verilsin iki okulda da nasıl böyle eşitsizlik oluyor?

Ortada saçmalık göremedim ben. Dediğiniz durumun ortadan kalkması için zaten böyle standartlar getirilmemiş mi?
3.03=85 olayını unutacaksınız. 4'lük isteniyorsa 3.03'sünüz ve 3.50 yapan adamın tabi ki altındasınız. 100lük isteniyorsa da dönüp 4lük sistem notlarını karşılaştıramazsınız.

hepimiz kedilerden de salağız, o yüzden seviyoruz kerataları.

kedilerin nankör olup olmamalarıyla aptallık yaptıkları komik videoları izlemek arasında nasıl bir bağlantı var anlamadım ki hiç.

bence dengesiz ve beklenmedik hareketler yapmaları ilginç ve komik kılıyor tüylü bir hayvanı onu buluyorum.

kedilerin bi' şeyi yok ya, ne suçu var garibanların? sadece insanların canı sıkılıyor, işleri yok, kedi falan övüyolar sürekli.

benim hiç kedim olmadı ondan seviyorum.

ben kedilerin sevilmesi olayını "seven sikilir siken sevilir" olayına bağlıyorum biraz da, ruh hastası damgası yememek için çok dillendirmiyorum.

valla ben sadece benim keratayı seviyorum inanır mısın.. duyarlılık, hayvan severlik -bitişik mi yazılıyordu yahu bilemedim şimdi- ayrı mesele ama onun dışında çıldırmıyorum kedilere. benimkini de aşırı seviyorum fakat sebebi anlatılmaz, görmen lazım. demek ki sevdiriyor namuzsuzlar.

Burası kedilerle ilgili tüm klişelerle dolup taşacak da sırf insanlar kedi seviyor izliyor diye niye nefret olusmaya başlıyor sende onu anlamadım ben. Bi kedi kadar bile mi olamadın?

Kedileri kiskanmis gibisin. Kendi videonu koysan 10 kisi izlemez kedininkini 1 milyon kisi izliyor diye mi :)

@baba jo benim artık canıma tak etti ve hatta ciddi ciddi kedilerin sahiplerini manipüle edebildiklerini düşünmeye başladım az ya da çok

@bilan Kedi kıskanmak mı :)
Ben herkesin uyduğu akımlardan nefret ederim
Mesela herkes benim dinlediğim müziği dinlese ondan bile soğurum
İşin diğer yanı da kedilerin insanları salak yerine koyması
Mesela bu hayvanlar kendi bölgeleri olsun kendi eşyaları olsun bir koku bırakır ya
Aynısını sahiplerine de yapıyorlar
Kediniz illaki kafanıza ossurmuştur bir düşünün
Siz kendinizi onun sahibi sanıyorsunuz ama aslında o sizin sahibiniz oluyor

@beck Eğer dünyada kedi ve köpekten başka hayvan olmasa ben de senin gibi düşünürdüm
Köpek konusu nerden çıktı bilmiyorum ama bir değineyim
Köpeklerinki itaat değil minnet. Eğer öyle olmasaydı sevgiyle eğittiğin köpek de aynı aç bırakarak eğittiğin köpek de aynı şekilde davranırdı sana
Ayrıca kediyle empati yapıp mantıklı bir sonuç aldıysan bunu dünyayla paylaşmalısın

Kedi videosundan bahseden bir duyuru vardı oradan çıktı bunlar

evde bi kedimiz var, ben de arada gıcık oluyorum doğruya doğru şimdi, daha çok 'köpek insanı'yım ben.

fakat yine de istemediğim bir hareketi yaptığında 10 saniye kızarım, kendi halinde öyle garip bi hayvan yani, kimseye bir zararı yok arada gelir oynuyoruz ayağına elimi kolumu çizer, ilgisini çeken bir şey olunca dibime kadar girer ama onu alakadar etmeyen durumlarda benden hep uzak durur, sevdirmek isterse yanaşır, doyana kadar sevdirir kendini sonra döner götünü uzaklaşır.

ha biraz sinir bozucu bir hayvan, ben bunu kabul ederim fakat yine de irrite edecek kadar ya da ne bileyim deli edecek kadar büyük hareketlerini görmedim aylardır.

kediler nankör değildir, nankörlük insan ırkına mahsus bir davranıştır, illa tanımlamak gerekirse kediler 'başına buyruk' olarak adlandırılabilir.

en fazla perdeye tırmanır 'kediii' diye seslenince atar kendini aşağı, kablolara salça olur iki dürtersin uzaklaşır, halıyı parçalamaya çalışır pist dersin kaçar, tek derdi yemek yemek, uyumak, keyfi hareket etmek yani, hayvanda arada bi yaptığı hareketler hariç bir kasıt yok.

ama dediğim gibi gıcık ediyorlar mı ediyorlar yani, etmiyorlar değil. bi köpek kadar sevilebilitesi olan hayvanlar değiller bu da bir gerçek lakin dediğim gibi yine de nefret duymanın bi anlamı yok zira onlar da muhtaçlar, hatta köpeklerden daha çok muhtaçlar.

sevimliler bi de ipneler, tipten kazanıyorlar.

ben daha çok 'biz kedileri değil kediler bizi besliyor hihi' insanlarına gıcığım, bir insan olarak bir primata bu kadar teslimiyetçi yaklaşmak aciziyet belirtisi, tamamen kendi görüşüm orası ayrı.

bu keratayı gayet ben besliyorum, pokunu temizliyorum, her gün suyunu değiştiriyorum, maması bayatlamasın diye bin bir türlü takla atıyorum fakat değerini bilecek bir hayvan değil, bunun da farkındayım.

yine de saf bir hayvan, hayvan işte içinde bir kötülük yok en fazla senin ona gıcık olduğun gibi o da sana gıcık oluyor, bu yüzden sevdiğin bir şeye ufak tefek zarar veriyor kendi çapında, azıcık üstüne gitsen sana karşılık veriyor, bunlar da çok büyütülecek şeyler değil bence, sonuçta onun bana ayar olduğu için(niyedir bilinmez) benim kolumu çizmesi çok da canımı yakmıyor yani, bu demek değil ki kedim beni kontrol ediyor.

özetlersem eğer, önüne yemek su koymazsan 2 gün sonra perişan olacak bir dünya canlıdan sadece bir tanesi, portatif, küçük boyutlu, bakımı kolay, masrafsız, evde bakılabilen bir hayvan, bu da onu daha tercih edilebilir yapıyor fakat kesinlikle ve kesinlikle domestik bir hayvan değil kedi, akvaryumda beslediğim balıkla aramda ne kadar bağ varsa kedimle de aramda o kadar bağ var, böyle de acayip bir hayvan.

söz konusu bir böcek bile olsa, bir hayvana sahip çıkmak, katlanmak, bakımını üstlenmek çok onurlu bir davranış, bu yüzden de bu kadar eleştirilmesini, 'hakediyor mu' diye düşünülmesini doğru bulmuyorum.

zira köpekler bile(bak bile diyorum), yemeğe ulaşmanın en kolay yolunun insanlarla iletişim kurmak olduğunu öğrenebildikleri için bu kadar itaatkarlar, bu da bir gerçek yani. bunu bile bile, ortada tamamen bir çıkar ilişkisi olduğu halde bir hayvanı himaye altına almak cidden çok emek ve özveri isteyen bir hareket, her insanın yapabileceği bir şey değil.

yutupdan komikli kedi vidyoları izleyen insan da tatmin etmesi gereken ama bir türlü o hazzı sağlayamadığı duygularını tatmin etmenin peşindedir, 10 dakika sonra o kediyi de yaptığı komik hareketleri de unutur, çok takmamak lazım.

imza; neandertal fikret

kediler nankör değil ki.. kediler özgür hayvanlar..

seni sever, seninle yaşar ama sen eğer onu istemezsen yanında kalmaz.. senin peşinden koşmaz..

ben çoğunu izlemeyi sevsem de çok sikindirik bi bok anlamadığım video da çok.. boşa kendi kendine antipati oluşturma..

aslihan pasaji

sahaflarda bol bol bulunuyor.

YKY'nin kendi dükkanlarında da oluyor eğer sıfır almak istiyorsanız.

Yatmadan önce Friends, Community, Aliens in America veya Monk izliyorum. Supernatural'in ilk 5 sezonunu yeniden izleyebilirim.

house
doctor who

Seinfeld
Games of thrones
Dexter

doctor who. cnbc-e'de ne zaman denk gelsem on kere izlemiş olsam da yine izlerim. şimdi de izliyorum :)

the office
it's always sunny in philadelphia

arrested development
it's always sunny in philadelphia

yemek yerken falan south park açıyorum rastgele bir bölüm.

Uskudar'a giderken

Seinfeld
Cye
Louie

game of thrones

Seinfeld.

friends'i en çok izlediğim dizi sanırım. onun haricinde community, fringe ve house da sürekli izlediğim diziler.

cevapları gördükçe aklıma geliyor. sex and the city de ara ara açıp izlediğim bir dizi. bir de sıdıka ve tatlı hayatı da izlerim sıkıldıkça.

nedense the sex and the city 4-5 defa bitirmişimdir.

Friends, six feet under, son zamanlar tvde rastladığım için 24. Sex and the cityyi de rastladıkça izlerdim.

Bir de Şaşıfelek Çıkmazı.

yemek yerken falan açar rastgele friends izlerim. onun dışında tekrar tekrar yok hiç.

(bkz: lost)
ilk seferde dikkat etmediğim o kadar çok şey fark ediyorum ki aydınlana aydınlana bir hal oluyorum.

friends, tbbt, the office

Doctor who ve stargate

friends. 10 sezonu 5 kere baştan sona bitirdim. arada sıra açarım rastgele bölümü.
boş insanım o ayrı konu ama friends hayranı tanıdığım herkes benim gibi.

hayatımda ilk defa bir diziye yeni baştan başladım. how I met your mother. bu dizi hiç bitmesin istiyorum. son sezonunu da özellikle izlemiyorum. bitsin tadını çıkara çıkara izleyecem. birkaç yıl sonra da ezel'i yeniden izlemeyi düşünüyorum bu arada. tonla dizi izledim ama ezel'in yeri her zaman ayrıdır.

not: türk dizilerinden nefret eden, ama ezel hayranı izleyici.

fringe ve doctor who

black books,
spaced,
md house,
it's always sunny in philadelphia,

californication

That 70's show, Scrubs.

hoş bence ekran koruyucu tadında

anlatmak istediginiz tam olarak nedir de siz insanlar anlamiyor diyorsunuz ben onu anlamadim?

milletin anlayıp anlamamasından ziyade sizin tatmin olmanız önemli. zira pastiş çok yaygın bir teknik ve sizinkiler de ahım şahım bir durum değil, rastgele super8.

düşünce mükemmel(ki daha önce düşünülmüştür) ben ilkini beğenerek ikincisine geçiyorum birazdan. ama ufak bi kurgu denemesi yapsan daha iyi olur, en azından kendin anla o kurguyu. bir de gelecek videolara chopin'den falan da bir şey ekle hayran isteği olsun bu sana.

güzel. devam.

Güzel bir şey yapmışsın bence. Eline sağlık. Ama,

1. video 2. videodan daha güzel olmuş. Bunun seçtiğin müziğin görüntüye oturmasıyla çok alakası var. Müzik zaten güzel görüntüler de aynı tempoda olunca oturmuş ama 2. videoda bu dediğim olmamış. Hızlı ve dinamik kurgulamışsın ama müzik ağır kalmış. Müziği kurguladığın şeyin hızına göre seçmelisin. Yoksa anlam karmaşası olur ve müziği mi dinleyelim hızla akan görüntülere mi bakalım bilemeyiz.

Görüntülerden bazılarının renkleri kötü, tamam vintage ama mesela aşırı renk farkı olmasın bazı kliplerde ki bütünlük oluştursun. Ya da farklı renk kullan yine ama vurgusu da değişik olsun.

Görüntüleri hikayelerine göre sıralayıp kendi hikayeni oluşturabilirsin. Birbirinden bağımsız görüntüleri arka arkaya sıralamak yerine en basit örnekle, bir kızın bir yere girdiği videoyla başka birinin kapıdan çıkmasını arka arkaya bağlayıp bu şekilde geçiş yapabilirsin.

Kolay gelsin, yenilerini yaptıkça izlerim inşallah. :)

ben beğendim. bir şey anlamadım çünkü anlaşılacak bir şey yok. bir şey anlamak değil mesele videolar izletti kendini keyif aldım sonuç olarak.

Bunu illa anlamak gerekmiyor ki, çok güzel footageler ve ses kurgusu çok güzel. Hatta no5x1 i indirebileceğim şekilde bana gönderirsen final projemde kullanmak isterim. Tabi bu görüntülere zıt olarak bir de dünya savaşlarına ait footage'lere ihtiyacım olacak.

Videolari seyretmedim AMA yapilan iste yazili ya da gorsel metinde butunluk ve anlam arayan bir bok bilmiyordur. Ciddiye almaya degmez.

çok güzel olmuş ikisi de ben beğendim de bunu beğenen çok adam bulamazsın bu haliyle. hikaye anlatsın bence, bunları yaparken ne kadar gözlemledin bilmiyorum ama hikayede daha fazla gözlem gerekecek heralde.

ilk videoda özellikle 49. saniyede arabalı sahne ile müzik çok güzel bütünleşmiş. o geçiş ciddi ciddi keyif veriyor insana izlerken.

anlaşılmak için yapmıyorsan, anlamamaları senin için sorun olmamalı. sonuçta kendi keyfin için yapıyorsun. ayrıca çok da güzel olmuşlar, huzur veriyorlar.

sirkenin buharlanan camlara çözüm olduğunu okumuştum bi yerde.bi dene istersen.

sirke çok feci kokar bence deneme

Yoğunlaşma oluyor demekki. Yani sıcak nemli hava pencerenin soğuğuyla karşılaşınca yoğunlaşıp sıvılaşıyor. Ancak çift camın bu kadar buharlaşmaması gerekir bence.
Arabalar için buğu önleyici spreylerden kullanabilirsin.

bu çift camın içindeyse, iki camın arasındaki izolasyonda bir sorun var demektir bence. hava kaçırıyordur vs.

iki cam arasında ise camda sorun var. sızdırmazlık elemanı hasar almış.
içerideyse odadaki hava çok nemli. oda küçük, havasız ve birden fazla insan varsa olabilir. veya içeride kettle ile su falan ısıtıyorsanız, ütü yapıyorsanız çamaşır kurutuyorsanız içerisi nemlenir. veya spor yapıyorsan, terliyorsan yine nemlenir.

ben sadece benim odamda var sanıyordum. cam filan açmıyorum. normal karşılıyordum.

ama baktım ki kocaman oturma odasında da durum aynı. kettle metıl yok doğal oalrak :) ve annem camları sürekli açıyor.

ya mesela şu an yok. ama sabah kalkınca vardı. diğer camın altında bi öbek su duruyor ama.

utorrent kullanabilirsin. zamunda'dan üyelik alabilirsen iyi olur, güzel sitedir aradığın birçok şeyi bulursun, ratio zorunluluğu yoktur ama yine de upload yap.

yine başka açık torrent siteleri var, isohunt falan vardı. güncel torrentlerde baya başarılılar ama eskilerde kaynak zorluğu çıkabiliyor. tabi şarkı indiricem demişsin sen, fazla sıkıntı olacağını zannetmiyorum.

eğer üyelikli siteden torrent çekiyorsan dht kapalı konumda olmalı.

Keşke ekşiduyurnun arama fasilistesini kullansanız böylece aynı derdi paylaştığınız insanlara edilen burada yazılan birebir aynı yardımları görürdünüz :

www.eksiduyuru.com

Bütün kurbağaların öyle yeteneği yoktu sanırım ama siz Öküz Olmak İsteyen Kurbağa'dan bahsediyorsunuz.

Melisa çayı

seri şekilde 1 şişe şarap göm sız.

hoca ayran iç ve ders çalış.olmuyorsa klasikler okumaya başla.

Hep soylerim los isikta yatarak kitap oku 10 bilemedin 15 dakikaya misil misil uyursun

uyuma dostum ne güzel. finallerin falan varsa kas.

vitamin falan aliyorsan alma.
herhangi bir ilac kullaniyor musun bu aralar? yan etki yapmis olabilir.
cafein iceren urun icme/yeme
ilik sut derler ama bilemedim?
alkol de ise yarayabilir

www.eksiduyuru.com
ayrıca
(bkz: The Quiet Earth)
(bkz: The Road)

tam dediğin gibi değil ama post-apocalyptic olduğu için;
www.imdb.com

book of el

yalniz degil de iki kisi olsa olur mu: oblivion
www.imdb.com

ha guzel film mi; degil, o ayri bir konu.

film değil ama 'insandan sonra' diye bi belgesel izlemiştim geçen sene. Belki o da tatmin eder seni. Güzeldi ama tavsiye ederim.

oblivionu sseyrettim diğerlerine listeye aldım.

Birde wall-e var unutmayalim! :)

after earth vardı galiba bu konseptten izlemedim ama fayda var bakmakta

after earth

A dangerous method
dogrudan freud ve jung var.

david lynch - Mulholland Drive, lost highway (bu iki filmde acaip gndermeler var, güzel bir article çıkabilir. hatta soyle dıyım, alan degıstırırsem bır gun lycnh ve psikolojik analizini falan yapabilirim.

yani tam ne yapacaksın onu söylersen yardımcı olabilirim daha detaylı.
lacan, gender analysis, psychodynamic yaklaşımlardan kitaplar okudun herhalde?

dostoyevski - karamazov kardeşler
zweig - duygu karmaşası, bir kadının yirmi dört saati

Kitap olarak Sana Gul Bahcesi Vaat Etmedim de var.

Ipd'nin 2007'den beri her yıl düzenlediği perdeden divana isimli bir etkinliği var, aşağıdaki linkten etkinliklerin detayına ulaşıp, izlenen filmleri ve psikanalitik olarak hangi başlık altında incelendiğini görebilirsiniz:

www.turkpsikanaliz.com

Size bununla ilgili belgesel önereyim onun üzerinden birini seçebilirsiniz, çünkü lacancı yorumları yapılıyor zizek tarafından
(bkz: the pervert's guide to cinema)
Örneğin burada Zizek'in de açıklamalarından yardım alıp çok klasik olacak ama Psycho ya da Vertigo üzerinden yürüyebilirsiniz.

en.wikipedia.org(Jung)

das experiment - insanlara tanınan imtiyazların o insanların karakterleri üzerine olan etkisini en iyi gösteren film bence.

(bkz: Die Welle)

david lynch filmleri +1

a fantastic fear of everything; obsesiflik, fobiler ve çocukluk travmalarıyla ilgili kara komedi tarzında hoş bir film

we need to talk about kevin. başlığın altında çok güzel incelemeler yapılmış zaten faydalanabilirsin.

IN TREATMENT !!!!

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com ---> Medianeras

www.imdb.com Fernando E. Solanas (yılmaz güneyin soy isminden geliyor filmin ismi, ama sürreal muazzam bir film)

www.imdb.com --- el viaje (gene sürreal, büyülü gerçekçilik akımıyla donayılmış latın amerika filmi)

Mesaj kaygısı taşıyorum. Derinlik istiyorum. Çok şey istedim farkındayım. Siyasi olması şart değil

También la lluvia
Celda 211
La voz dormida
Blancanieves
Todo sobre mi madre
Mar adentro
Los lunes al sol
Eva
Pa negre
Te doy mis ojos

Var.
Tesis
www.imdb.com
Cronos
www.imdb.com
Viridiana
www.imdb.com
edit: mesaj kaygısı için
El angel exterminador
www.imdb.com

el laberinto del fauno - www.imdb.com ve Guillermo del Toro'nun eski filmleri misal the devil's backbone

el secreto de sus ojos - www.imdb.com

celda 211 - www.imdb.com

Alejandro Amenábar filmleri misal abre los ojos

xxy - www.imdb.com

intacto, el aura vs.

edit: bazılarının menşei tamamen ispanyol olmayabilir ama ben öyle kabul ettim =)

almodavar, serttir, güzel filmleri vardır. bad education favorimdir. talk to her ikinci sırada gelir.
solanas sürreal ve politiktir. ben latin amerikada üstüne tanımam. marquez eserleri gibidir solanasın filmleri.
medianeras sehirin kendisine ait bir film. aşk filmi değil, ama aşk da olabilir.

Mobilden editleyemedim. Mesaj kaygisinin alasi también la lluvia. Ve celda 211dedir.

amores perros hayret nasıl yazılmamış demeye geldim, giderken aklıma bi de fermat's room geldi. hadi bakalım.

gloria

Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar, Annem Hakkında Her Şey, Konuş Onunla (P. Almodovar) - İspanya
Tez (A. Amenabar) - İspanya
Pan'ın Labirenti, Şeytanın Belkemiği (G. del Torro) - Meksika/İspanya
Tanrı Kent (F. Meirelles) - Brezilya
Ay Carmela (C. Saura)- İspanya
Çilek ve Çikolata (T. G. Alea & J. C. Tabia)- Küba
Aşklar ve Köpekler (A. G.Inarittu) - Meksika
Karşı Akıntı (J. Fuentes-Leon) -Peru

www.imdb.com
www.imdb.com

medemin diğer filmleri

belediyenin shuttle ı var, 447 diye geçiyor yanılmıyorsam, 5,25 tl ücreti var binince ödeniyor. ona binip kızılay da iner ordan caddenin karşısına geçip taksi ya da otobüse binebilirsiniz - güvenpark çnünden-

1.Belediye otobüsleri için havalimanı otobüslerinin doğrudan içinde para alınıyor o yüzden akbil ayarı bir şeye gerek yok.
2. Kızılay'da inince meclisin oradaki atatürk bulvarından bayır yukarı yürüyün kuğulu parktasınız.

çalıyor muydu bilmiyorum ama aklıma ilk bu geldi:

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com bu?

www.youtube.com

(bkz: full metal jacket)

(bkz: letters from iwo jima)

der untergang
english patient

enemy at the gates , black hawk down, Stalingrad (93 yapımı olan), war horse, kingdom of heaven, english patient, cold mountain.
pianist i de sayabiliriz.
benim izlediklerim şu an akılma gelenler bunlar.

edit: iwo jima'yı görünce aklıma geldi Tae Guk Gi de müthiş bir film.

Valkyrie

(bkz: the thin red line)

stalingrad, 85 öncesi olsa da das boot, kore sinemasından 2 başyapıt : www.imdb.com www.imdb.com

film tavsiyeleriniz için teşekkür ediyorum arkadaşlar.. bu kadar yeterli =)